6-7 Eylül 1955 Olayları Türkiye Tarihinde Neden ve Sonuçları
6-7 Eylül 1955 Olayları Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Olayların tarihsel arka planı, nedenleri, gelişimi ve sonuçları tarafsız inceleniyor

6-7 Eylül 1955 Olayları Türkiye Tarihinde Nedenleri Gelişimi ve Sonuçlarına bakıldığında;
Eylül Eylül Üzüm Yemedik Bağcıyı Dövdük. Bu yazıda 6-7 Eylül 1955 Olayları’nın tarihsel bağlamı ele alınacaktır.
6-7 Eylül 1955 Olayları’nın Tarihsel Arka Planı
6-7 Eylül olaylarını televizyondaki belgeselden izlemiştim, üzücüydü yaşananlar, insanın insana zulmüydü, bu hüznü yaşayanların torunları, beni, bugünü anma konserine davet etti, şehrin dışında olduğumdan gidemeyeceğim dedim, kadere bak ki aniden şehre gelmem gerekti, geldim, yine kadere bak ki şehrin içinde olmama rağmen bu sefer de ders nedeniyle kısmet olmayacak, kısmetten öteye yol olmuyor, niyet de olmasa bu kadarı da olmazdı.
İnsan bir çamurdan yaratılmıştı, bir toprak parçasında yaşıyor ve ölümsüz değil.
Ne için bu kadar acı ekiyor toprağına anlamıyorum?
Diyordu ya söz “az ötedeki evde doğsaydım, ben, ben değil belki sen olacaktım”.
Kapısını söktüğümüz her evin içi candır.
Canlar kırılınca yapışmazlar.
Üstadım hepimiz aynı insanız, bir avuç toprak.
Ahmak, sürü, maşa ve çamur olmayalım.
Üstadım hepimiz aynı insanız, acıyı çoğaltmayalım.
Selanik’te Başlayan Provokasyon ve Haber Yayılımı
6-7 Eylül Günlerinde Neler Yaşandı?
6 Eylül 1955 günü Selanik’te Mustafa Kemal Atatürk’ün evinin bombalandığı şeklinde bir haber radyodan duyulmuş.
Ardından İstanbul’da Expres Gazatesi tarafından yapılan yıldırım baskı ile haber iyiden iyiye yayılmış. Kıbrıs müzakereleri nedeniyle mevcut olan gergin atmosfer bir anda yaşanan bu olay ülkedeki azınlıklara karşı başta İstanbul olmak üzere azınlıklara yönelik saldırı, yağmaya ve eylemlere dönüşmüş.*
6-7 Eylül Günlerinde Neler Yaşandı?
Mahkeme tutanaklarına göre: 6-7 Eylül’de İnsanın İnsana Hasarı Neler Oldu?
4.214 ev
1.004 işyeri
73 kilise
1 sinagog
2 manastır
26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu,
Toplam 5.317 mekân tahrip edilip yağmalanmış.
Maddi hasarın, o günün değerine göre 150 milyon – 1 milyar Türk lirası arasında olduğu tahmin edilmekte olup Demokrat Parti hükûmeti zarara uğrayıp tescil ettirenlere toplam 60 milyon Türk lirası civarında tazminat ödemiş.
Mekanlar, İnsanlar ve Maddi Kayıplar
5.317 mekan demek bu mekanları oluşturan, bu mekanlarla ilgili olan geçimini sağlayan, emeği olan, oralarda ilim öğrenmeye çalışan, oralarda dinini yaşayan, ömürlerini, gönüllerini ve dünya sermayelerini ortaya koymuş insanlar demek. Ve bunların hepsini kaybetmiş, yitirmiş daha doğrusu yok edilmiş demek. *
Buna göre sizce bu 5.317 adet mekanı kaç insanla, hayatla çarpmamız lazım?
Olayların Nedenleri ve Gerginlik Ortamı
Haberin yayılmasının ardından başta Kıbrıs Türk’tür Derneği üyeleri olmak üzere diğer gençlik örgütlenmeleri, meslek kuruluşları ve DP Gençlik yapılanmaları sokaklara dökülmüş.
Kıbrıs Türk’tür Derneği kapatılmış.
Hükümet olaylar ile bağlarının olduğunu reddetmiş.
Atatürk’ün evinin bombalandığı haberinin, hükümet tarafından sermayeyi millileştirme ve etnik yapıyı homojenleştirme için kılıf olarak kullanıldığı ortaya çıktığı ifade edilmiş.
Hükümet yetkilileri olayların faili olarak komünistleri işaret etmiş.
Aralarında Aziz Nesin, Nihat Sargın ve Kemal Tahir’in bulunduğu bazı aydınlar hakkında dava açılmış.
Olayların başladığı saatlerde İstanbul’da olan başbakan Adnan Menderes saldırıların kontrol edilememesi üzerine Sapanca’dan çağrıldı ve sıkıyönetim ilan edilmiş.
Olaylarla ilgili olarak önce 3.151 kişi tutuklandı. Sonradan bu sayı 5.104’e yükseldi.
10 Eylül 1955 günü dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik istifa etti.*
6-7 Eylül 1955 Olayları Sonrası Tutuklanan 5.104 Kişiye Mercek Tutalım
Kaç yaşlarında idi, azınlıklarla bilinçli bir derdi var mıydı, okuma yazma biliyor muydu, ekonomik durumu neydi, bilinçli olarak mı bir kötülüğe karşı savaş açtı yoksa maşa olarak mı kullanıldı, bu saldırılar için karşılığında ücret aldı mı, bu eylemler içinde aldığı ceza aldı mı ya da kendi kendine vicdan muhasebesi yapınca pişman oldu mu, bundan sonra hayatını nasıl devam ettirdi?…
Toplumsal ve Psikolojik Sonuçlar
Öldürmek Din Kitaplarında Kaçıncı Büyük Günah?
Türk basınına göre 11 kişi, bazı Yunan kaynaklarına göre 15 kişi öldürülmüş.
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Dilek Güven’in Sabah gazetesine verdiği röportaja göre ölü sayısının az oluşu gruplara “ölü olmasın” emri verilmesi sebebiyledir.
Resmî rakamlara göre 30 kişi, gayriresmî rakamlara göre 300 kişi yaralanmıştır.*
Dil yarası bile en büyük yare iken, suç var mı, suçlu kim ayırt etmeden bodozlama insan öldürmenin yarası nasıl şifa bulur?
Şifa bulur mu? Yaradır kapanır mı?
6-7 Eylül Olaylarında Tecavüzler, Şiddet ve Sessiz Kalan Acılar
Tecavüz Etmek İçin Nasıl Bir Sebep Olabilir?
Güven’e göre resmi rakamlara göre altmış olan tecavüze uğrayan ve utanmalarından veya korkmalarından dolayı şikayette bulunamayan kadın sayısının 400’e yakın olduğu tahmin edilmektedir. *
Buna ek olarak Güven 6-7 Eylül olayları adlı kitabında bu saldırıların arkasında İngiliz yetkililerin olduğunu belirtmektedir. *
400 kadın’ın sınırı aşıldı, sınırı geçildi, ölçü kaçırıldı, kadının rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlandı, fiziksel saldırıda bulunuldu, güç uygulandı, baskı yapıldı, otorite istismarına maruz bırakıldı?
O tecavüzlerin sonucunda kaç kadın intihar etti, kaç kadın ölü yaşadı, kaç insan psikolojik travma ile hayat sürdü, kaç insan bir daha hiç uyuyamadı?
O tecavüzlerin sonucu kaç çocuk dünyaya geldi?
O tecavüzlerin sonucu dünyaya gelen kaç çocuk terkedildi doğar doğmaz?
O çocukların da hayatlarına aslında tecavüz edildi, annenin sahiplenemediği, babanın kim olduğu bilinemediği, aile kavramından yoksun, bağsız, köksüz, kültürsüz, aidiyet duygusu olmaksızın, yabancı ellerde, yabancı ortamlarda sürüklenen bedenler ve ruhlar olarak varlık – ile – yokluk arasında o kaç çocuğun çocuğuyuz şimdi?
Resmî ve Gayriresmî Rakamlar Arasındaki Fark
Bu Kısmı O Kadar Boş ki
Zamanın gazetelerine göre “asıl suçlu, Türkleri provoke eden Rumlardır”. Halbuki 6-7 Eylül olaylarının sadece Kıbrıs’la ilgili olarak Rumlara yapılmış bir misilleme olmadığının bir göstergesi, tahrip edilen işyerlerinin sadece yüzde 59’u Rumlara aitken, kalan yüzde 17’sinin Ermenilere, yüzde 12’sinin Yahudilere ait olması, hatta din değiştirmiş insanlara ve Müslüman olmuş Beyaz Ruslara ait mekânların bile saldırıya uğramasıdır. *
Eylül Ayının Anlamı ve Tarihteki Yeri
Eylül Üzümleri Döküldü
“Eylül, Süryanice “Aylul” sözcüğünden Türkçe’ye geçmiştir. Aylulun Türkçe karşılığı üzümdür.
Mezopotamya’da yaşayan halkların dillerinin hepsinde ortak kökenlidir.
“İlul, alul, ailul” gibi değişik söylenişleri vardır.
Bağ bozumu, Üzüm Ayı’dır Eylül. Simgelerin dilinde ise üzüm şölen, şenlik, bereket, haz demektir.
İbrani geleneğinde ise kalbi, yüreği, aşkı simgeler.”
Emin Akkuyu
Unutulmayan Aşklar Olmalıydı, Utançlar Değil
“6-7 Eylül ; Komşuları birden düşman sayıp kıydığımız bir utanç tarihidir. Unutulmamalıdır…
Çokça unutulmuştur ne yazık ki!
Nefret denen şey, denedikçe artar
Aşk ise denendikçe eskir…”
Sabri Kuşkonmaz
Tanıkların ve Yazarların Gözünden 6-7 Eylül
Mükemmel Boş Bir Enerji
“65 sene önce 6-7 Eylülde. Yalan ve provoke bir haber… Devlet eliyle galeyana getirilip şehir dışından taşınarak ellerine kazma kürek sopa verilen yığınlar… Korku ve felaket dolu iki gece… Hemen sonrasında devlet erkanının itirafı “galiba dozu biraz kaçırdık”… Ve çok çok sonrasında askeri yüksek makam itirafı “mükemmel bir örgütlenmeydi”…
Sonuç, terk-i diyar eden güzel insanlar, kabuk değiştirerek lümpenliğe evrilen Beyoğlu ve gelecek nesillere aktarılan bir büyük utanç…
Bir daha asla…”
Manuel Arık
06-07 Eylül 1955’ten Alınacak Tarihi ersler
Eylül Aşkına Eylül Kalbli Olalım mı?
Üstadım “Yaratılanı sevelim Yaradan’dan ötürü”.
Ha sevemedik mi ZARAR VERMEYELİM kendimizce, KENDİMİZİ BİLELİM, oku emrince.
“İncitme (İsmailce)
Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.
Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin.
Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin.
İl göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Kaynak senden incinmesin.
Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana
Uzak senden incinmesin.”
Abdurrahim Karakoç
İNCİTME Ah!
O Ah yakar keser İNCE İNCE
İNCİNDİYSEN artık İNCİNME Ah!
Şükran Aydın
06.09.2016 17:23
Okuyucu Katılımı: 6-7 Eylül Olayları Üzerine Düşünceleriniz
6-7 Eylül Olaylarında Ne Hissettiniz?
İnsan var olduğu sürece, zaman acısız akmayacaksa da, ne kadar yavaşlatırsak o kadar iyi diyerek hissettiğimiz acıları vicdanlara vicdanlara söylemeyelim mi?
Hislerinizi aşağıdaki yorum kutusuna yazabilir misiniz? Teşekkür ederim.
Bu Yazıyı Paylaşır mısınız?
Bu yazıyı okuyanlar 1 Mayıs Nasıl Ortaya Çıktı? yazısını da okudu.
Facebook Grubu – Şükran Aydın Edebiyat ve Şiir TopluluğuSosyal Medya
6-7 Eylül Olayları Yazısına Okuyucu Yorumları
Maşallah. Başarılarınızın devamını dilerim. Sevgiyle…
03.09.2023, 22:29 erturkneslisah@gmail.comSelamlar Neslişah Ertürk
Teşekkür ederim.İnsanın insana zulmünü içermeyen başarılı yazılar yazmayı diliyorum kendime.
Sizi fotoğraf çekim etkinliğinde tanıdım,işim model çekmek olmadığından pek model fotoğrafı çekmem.
Çay masasındaki samimi, mütevazi, açık, şeffaf,net ve tatlı davranışlarınız sizin birkaç karenizi fotoğraflamaya sevk etmişti.
Güzel ruhlar insana yaşama sevinci veriyor. Karşılaşmak üzere tekrar. Sevgiler.
Şükran Aydın 03.09.2023, 22:35
Yaz bitmiş,kış gelmiş ne farkeder
Her geçen gün ve dökülen her yaprak ömrün bahanesiymiş…
Arzu Ulaş Tayboğa arzuulas@outlook.com 03.09.2023, 22:34Selamlar Arzu Ulaş
Ölmek için doğduğumuzdandır dökülen her yaprak geçen günün hep zarar ya da karımıza işlemesi.
Fark eden günler diliyorum. Sevgiler.
Şükran Aydın 03.09.2023, 22:39
Güzel bir yazı, elinize, yüreğinize sağlık.
Zafer Doruk zadoruk@gmail.com 03.09.2023, 23:20 Selamlar Zafer Doruk
Yazılar güzel olsun, yaşam ve yaşananlar ve de insanlar hep daha güzel olsun
Teşekkür ederim. Sevgiler. Şükran Aydın 03.09.2023, 23:25
Ağzının tadı yoksa çay demle,
Üç bardak doldur.
Biri sağlığına,
biri varlığına,
biri yandigina..
Bazan insanın gerçekten içi yoruluyor..
Üstadım hepimiz aynı insanız, acıyı çoğaltmayalım..????
Yüksel Akca ericek1414@gmail.com 04.09.2023, 01:09
Selamlar Yüksel Akca
Acıyı çoğaltan aynı insanlarmışız meğer
Oysa sanıyordum ve umuyordum ki hepimiz aynı insanız
Acıyı çoğaltıp satıyoruz alan alana
Üstad’larla olalım insan diye
Teşekkür ederim. Sevgiler, Şükran Aydın 04.09.2023, 01:24
Tarihte ve günümüzde hep insan vasfında görünenler zaten hep kıyım yapmış ve zulüm etmiştir.İnsanoğlunun hep bir tarafı iyiyi muhafaza edecek güzellikleri,huzuru ve hoşgörüyü savunacak diğer tarafta ise zulmü,kaosu ve kötülükleri savunup insanlara eziyet edip hayattan koparacak,yerinden yurdundan edecek.Çok güzel bir yazı satırlara dökülen.Emeğinize sağlık tebrik ederim.Sevgiyle kalın.
Emre Yıldırım ey83811@gmail.com 04.09.2023, 01:13Selamlar Emre Yıldırım
İyilik ne kötülük ne diyesim geldi,çocukluk dışındaki anlar kocaman bir boşluk
Birazı iyiliğe çoğu kötüye yakın bir boşluk
Bomboş olmasa içimiz bu kadar, şefkat aksa içimizdeki azaba
Ne diyelim? Elbet çıkar acı kimsenin yanına kalmaz
Düşüncelerinizi ilettiğiniz için teşekkür ederim. Sevgiler. Şükran Aydın 04.09.2023, 01:21
“az ötedeki evde doğsaydım, ben, ben değil belki sen olacaktım”
Mekin Gani Pehlivan mekinganipehlivan@gmail.com 04.09.2023, 11:28
Selamlar Mekin Gani PehlivanNereden ve neden ve nasıl olarak geldiğimiz bizim için bilinmezken
Kim olup da kimin kim olduğunu beğenmeyiveriyoruz
Belkiler arasında hiç’ler içindeyiz
Teşekkür ederim. Sevgiler, Şükran Aydın 05.09.2023, 18:14
Bir ülkenin çok sesliliğini, geçmişten gelen çok kültürlü yapısını yok etmek için her şeyi yapmışız. Bu günde üzerinden 50 küsür yıl geçmesine rağmen aynı gerici zihniyetin devam ettiğini görüyoruz maalesef. Tekrar tekrar bu konuların açalmasının halkın bilgi seviyesinin artması için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Kaleminize sağlık…
Cüneyt Alkan Erigüç ceriguc@hotmail.com 04.09.2023, 11:56Selamlar Cüneyt Alkan Erigüç
İyi farklara sahip olmak demek alabilmeye ve verebilmeye olanak sağlar
Kırmızı kırmızıya ne verecek siyah siyaha ne verecek?
Kalbimizden niyetimizden ölümlü oluşumuzdan bir tatlı buse ile hoş sedamız olacaktı birbirimize insan olarak,
onu da becerip ortaya koyacakken hooop ters çevirip döküyoruz tencereyi
Ye yiyebilirsen
Tekrar tekrar olmasın ama bir’i tekrar ede ede ders alalım tekrar
Düşüncelerinizle yazıya geri döndüğünüz için teşekkür ederim. Sevgiler. Şükran Aydın 05.09.2023, 17:31
Ne için bu kadar acı ekiyor toprağına acaba ????
Habibe Kızılcık habibekizilcik@gmail.com 04.09.2023, 19:52Selamlar Habibe Kızılcık
Allah Adem ve zürriyetini yarattığı zaman melekler:
Yer bunları istiap (içine sığdıramaz) edemez demiş
Allah (C.C) ben içlerine ölümü bırakacağım demiş”
(Kabir Alemi İmam Celaleddin Es Suyuti – Kahraman Yayınları)
Toprak normalde içine sindiremediğini bu acılarla sindirebilir mi?
Bazen depremi bu yönüyle de düşünüyorum belki mide bulantısından kusuyordur kimbilir?
Teşekkür ederim. Sevgiler, Şükran Aydın 05.09.2023, 17:38
Çok güzel. Üzüm ile ilgili bilgiler ve başka şeyler öğrendim teşekkür ederim.
Yusuf Özkaynak saat5u2a@gmail.com 04.09.2023, 21:31Selamlar Yusuf Özkaynak
Öğrendiklerimizi satarız en nihayetinde biz de
Hem aldıklarımız hem verdiklerimiz değerli olsun daime
Teşekkür ederim. Sevgiler. Şükran Aydın 05.09.2023, 17:45
Kaynakça:
* Cumhuriyet Gazetesi, Wikipedia







