1 Mayıs Nasıl Ortaya Çıktı?

1 Mayıs İşçi, Emek ve Dayanışma Bayramı kulağa ne kadar hoş gelse de şu ana kadar geçen 168 yıl boyunca insan denen işçi pek de bayramlar yaşayamamış.

5/5 - (14 votes)

1 Mayıs Nasıl Ortaya Çıktı? İşçi ve Emek Bayramı nasıl doğdu, neden yasaklandı, emek ve dayanışma gerçekleşti mi, bayram mı yoksa ölümlü keder günleri mi oldu… gibi soruların cevabını içeren 165 yıllık tarihsel sürece hızlıca bakmak isterseniz buyurun başlayalım.


1 Mayıs İşçi Emek Dayanışma Bayramı


Mayıs Ne Demek?

İsim Kaderdir
Kelimenin Latince anlamı büyük ata demekmiş. Bu yüzden ölülerin her zamankinden daha çok hatırlandığı aymış. Bu ayın bir diğer adı da çiçek ayı imiş. Hasadın kaderini belirlediğinden buğday da Mayısla anılırmış ve bu ay yeryüzüne dönüş mevsimi ve bir başka dirilişmiş.


Mayıs hem uyanış hem de uykuyu içeriyormuş, unutma uykusu dedikleri. Mayısta çiçeklenirmiş gelincik ve uyku taşıyıcısı haşhaş. Rüya tanrısı Morpheus (morfin), gelincik çiçekleriyle çevrelenmiş bir yatakta uyurmuş. Kardeşi Hypnos (uyku) insanları uyutmak için onlara gelincik çiçeklerinden bir taç dağıtırmış.

Evrende hiçbir şey tesadüf değildir. Tüm yazıyı okuyunca şimdilik 165 yıllık bir süreçte ismin nasıl tezahür ettiğine siz de şaşıracaksınız.


1 Mayıs Bayramı Nasıl Doğdu?

1856 yılında Avustralyalı taş ve inşaat işçileri Melborne kentinde, günde 8 saat çalışma yönünde toplantılar ve eğlenceler düzenlemeye ve sadece bir kereliğine bir günlük iş bırakmaya karar vermişler 21 Nisan 1856’da. Bu faaliyet ve yaklaşım kitleleri çok etkilemiş ve o günden sonra her yıl tekrarlanmasına karar verilmiş. İşçilerin haklarını talep edişleri ve 1 gün iş bırakma cesareti diğer ülkelere de ulaşmış.


01.05.1886‘da Amerikalılar, 1 Mayıs’ta iş bırakma günü olmasına karar vermişler. 200.000 işçi yine sekiz saatlik çalışma talebinde bulunmuş. Amerika’nın Chicago kentinde, Trade-Unions (İşçi Birliği) grev yapmış. Amerika’nın büyük kentlerinde 5.000’den fazla grev ilan edilmiş.

McCormick’e ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler de miting yapmış. Miting bitimine doğru polis ile işçiler arasında çıkan itiş kakışda polis ateş etmiş ve 4 işçi ölmüş ve onlarca da yaralı olmuş.

04.05.1886‘da bu saldırıyı protesto etmek üzere, Haymarket Alanı’nda miting düzenlenmiş. Yine mitingin bitimine doğru kürsünün önüne bomba atılmış, orada bulunan polislerden 7’si ölmüş, 69’u yaralanmış. Kaynağı bilinmeyen bu bomba, ölümler ve yaralanmalar nedeniyle işçiler birçok gerekçe ile tutuklanmış.

11.11.1887’de tutuklanan işçilerden Albert R. Parsons, August Spies, Adolph Fischer, George Engel idam edilmiş.

1887, 1888, 1889 yılları ise işçilerin sesi ve talepleri yasal baskılarla geçmiş ve 1 Mayıs’ta iş bırakma faaliyeti olamamış.

1889‘da Uluslararası İşçiler Kongresi 400 delege ile toplanmış. Yine günlük sekiz saati aşmayan çalışma talebi ilk madde olmuş. Fransız sendikalarının temsilcisi Bordeaux’lu İşçi Lavigne; bu talebin evrensel olarak tüm ülkelerde 1 günlük iş bırakma şeklinde olmasını teklif etmiş.

01.05.1890’da Amerikan işçilerinin temsilcisi, işçilerin grev yapması yönünde karar almış. Uluslararası İşçiler Kongresi 1 Mayıs’ın uluslararası işçi günü olarak kutlanmasına karar vermiş.

O İşçi Günü’nde işçilerin günde sekiz saat çalışma talebi kabul görmüş, arzu edilen gerçekleşmiş.

Ancak söz konusu hak, hukuk, adalet olunca kelebek etkisi yerinde durmamış, uçmuş, uçmuş, uçmuş ve geri dönüşü olmayan bir şekilde, içinde olduğumuz bu 2021 yılına kadar işçi hakları, işçi sorunları, işçilerin çalışma saatleri, … hakları elde etmek ve elde edilenler için de bayram olarak kutlana gelmiş.


1 Mayıs Tarihçesi ve Türkiye

01.05.1911’de Osmanlı Devletinde Selanik’teki tütün, pamuk ve liman işçileri ilk 1 Mayısı kutlayanlar olmuş.

01.05.1912’de İstanbul’da ikinci kutlama olmuş.

01.05.1921’de Türkiye Sosyalist Fırkasının kararı ile İstanbul işçileri Mayısın birinci Pazar günü tatil yapmış.

• O tarihlerde “Amele” deyince akla önce maden işçileri geliyormuş. Yabancılar tarafından işletilen maden ocaklarında çok sayıda madenci perişan halde çalışıyormuş. Ve madenlerde önemli miktarda kömür tozu birikiyormuş. Bunları satarak oluşacak gelir, işçilerin refahı için kullanılmaya niyet edilmiş.

• Bu perişanlığı Meclis’in en radikal mebuslarından İktisat Vekili Celal Bey (Bayar), kanun tasarısını Mecliste savunurken; “Maden işçileri aç ve çıplak, bazılarının üzerinde gömlek bile yok, işçilerin kalacak yerleri, giyecekleri, yakacakları da yok” diye belirtmiş.

2 Mayıs 1921 günü Meclis, İşçilere 1 Mayıs armağanını sunmuş. Zonguldak Ereğli maden işçilerine sağlanan haklar;
• 18 yaşından küçük olanlar ocaklarda çalıştırılmayacak
• İşçileri zorla çalıştırmak yasaklanacak
• Patron, işçi Yardımlaşma Sandığı’na yardım yapmak zorunda
• Patron işçileri parasız tedavi ettirecek, sakatlananlara tazminat ödeyecek
• İşçilerin çalışma süresi sekiz saatten fazla olamayacak
• Ocakların yakınlarında işçi koğuşları ve hamamlar yapılacak

01.05.1923’te Cumhuriyet tarihinde ilk kez resmi bayram olarak kutlanmış.


Türkiye’de İlk 1 Mayıs Şiiri

Haziran 1923’de Türkiye’deki Aydınlık dergisinde, 1880–1971 yılları arasında yaşayan, ilk şiirleri 1895 yılından itibaren “Malumat ve Terakki” ile “Nazikter” dergilerinde Mazlume, Mahmure, Mehcure imzalarıyla yayımlanan, Terakki, Hanımlara Mahsus Gazete, Sabah, Menekşe, Kadın Yolu, Kadınlar Dünyası, Aydınlık gibi gazete ve dergilerde yıllarca yazan, Yaşar Nezihe’nin şiiri, 1 Mayıs ile ilgili ilk Türkçe şiir olarak kabul edilmiş.


Ezilen insanların sorunlarını kendi sorunu olarak görmüş, işçiye ve eylemlerine sahip çıkmış ve bu nedenle işçi eylemlerini destekleyici şiirler de yazmış. Amele Cemiyeti’ne üye olmuş. Şiirlerine el konulan ilk kadın şairmiş. Yaşar Nezihe soyadı kanunu çıkınca karakterine ve yaşamına uygun olarak “Bükülmez” soyadını almış.

1 Mayıs Yaşar Nezihe Bükülmez

“Ey işçi…
Bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı senin almışlar elinden.
Sa’yınla edersin de “tufeyli”leri zengin
kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin?
Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;
lakin seni fakr etmede günden güne berbâd.
Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.
Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden.
Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.
Bir parça da evlatlarının çehresi gülsün.
Ey işçi…
Mayıs birde bu birleşme gününde
Bişüphe bugün kalmadı bir mani önünde…
Baştanbaşa işte koca dünya hareketsiz;
yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.
Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin
ta’zim ile hürmetle sana başlar eğilsin.
Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi.
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.
Herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay
Sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say…
Birgün bırakınca işi halk şaşkına döndü.
Ses kalmadı, her velvele bir mum gibi söndü.
Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.
Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!
Kuvvetedir hak, hakkını haksızlara anlat.”

1924’de Türkiye’de İşçi ve Emek Bayramı gösterileri yasaklanmış.

1925’de Türkiye’de Takrir-i Sükun yasasıyla 1935 yılına kadar İşçi Bayramı yine yasaklanmış.



Türkiye’de İlk 1 Mayıs Marşı

1974’te Türkiye’de Sarper Özsan yazdığı 1 Mayıs Marşı’ının hikayesini şöyle anlatıyor:

“1974 yılında Ankara’da Ankara Sanat Tiyatrosu, Maksim Gorki’nin Ana romanından yararlanarak Bertolt Brecht’in oyunlaştırdığı bir yapıtı sahneye koymaya karar vermişti… Tekstin içinde Brecht’in çeşitli sahnelerle ilgili olarak sözleri var. Fakat bir sahne var ki orada söz yoktu. Bu, tarihe Kanlı Pazar olarak geçmiş olan ünlü 01.05.1905 sahnesi. Brecht, ‘işciler marş söyleyerek sahneye çıkar’ diyor. Ama hangi marş olduğunu belirtmemiş, sözler de yok. Sözlerini de kendim yazarak bir marş bestelemeyi düşündüm. Marşın sözünü de müziğini de birlikte yapmış oldum. Bir oyun müziği olarak yaptım…”

“Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı
Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı
Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor
Halkların nasırlı yumruğu, balyoz gibi patlıyor
Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor
Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda, kül gibi savrulur gider”

01.05.1975’de Türkiye İstanbul Tepebaşı gazinosunda İşçi ve Emeğin Bayramı kutlanmış.

01.05.1976’da Türkiye’de DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) İstanbul Taksim Meydanında geniş çaplı İşçi ve Emek Bayramı kutlaması düzenlemiş.

1 Mayıs Onur Taylan Afişi
Türkiye’de İlk 1 Mayıs Afişi

01.05.1976 Türkiye’de, 1941 doğumlu İstanbul Amerikan Erkek Koleji ve Roma Güzel Sanatlar Akademisi mezunu Orhan Taylan, İşçi Bayramının ilk afiş çalışmasını, DİSK yöneticilerinin çok acil talebine istinaden 1 saatte çizmiş. Orhan Taylan verdiği bir röportajda, afişteki elleri karakalemle, dünyayı ise pergelle çizdiğini, çizim tekniği açısından uyumsuz bulduğunu ve bu yönüyle afişin içine sinmediğini belirtmiş.

1 Mayıs Onur Taylan

1978’de Orhan Taylan’ın bu afişi, Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu’nun (World Federation of Trade Unions / WFTU) yarışmasında Amerika’yı ve SSCB’yi geride bırakarak Uluslararası Afiş Sergisi Birincilik Ödülü almış.


Türkiye’de İşçi, Emek ve Dayanışma Bayramı afişlerine buradan erişebilirsiniz.

01.05.1977’de Türkiye İstanbul Taksim Meydanında 500.000 kişinin katıldığı 1 Mayısta, Intercontinental Oteli ve Sular İdaresinin binasından işçilere ateş açılmış. Ateş ve Kazancı Yokuşuna doğru kaçış nedeniyle oluşan izdihamda ezilme sonucu toplam 36 kişi hayatını kaybetmiş.

01.05.1978 ve 01.05.1979 yılında 1 Mayıs kutlaması ve 1977’de ölenleri anma ,sokağa çıkma yasağı ile yasaklanmış. Buna rağmen binlerce kişi alanlarda bulunmuş.

01.05.1980’de Türkiye’de sıkıyönetim nedeniyle İşçi, Emek ve Dayanışma Günü kutlaması yapılamamış.

12.09.1980’de Türkiye’de darbeciler İşçi Bayramını resmi tatiller arasından çıkarmış.

01.05.1986’da Türkiye’de İşçi Bayramı kutlaması kaldığı yerden devam etmiş.

01.05.1996’da Türkiye İstanbul Kadıköy’de 150.000 kişi İşçi ve Emek Bayramı kutlamasına katılmış. Ancak yine kan araya girmiş ve 3 işçi ölmüş.

01.05.2007’de Türkiye İstanbul Taksim Meydanında İşçi Bayramı kutlamaları provokatif ortamda gerçekleşmiş. Taksime çıkan tüm yolların kapatıldığı bu kutlamada yine itiş kakış, yaralama, yaralanma, tutuklanma olmuş.

01.05.2009’da Türkiye’de İşçi Bayramı tekrar resmi tatil olarak tanınmış.

01.05.2010’da Türkiye İstanbul Taksim Meydanında İşçi ve Emek Bayramı kutlanmış.

01.05.2013’de Türkiye’deki iktidar, Taksim Meydanını Yayalaştırma Projesi gerekçesiyle İşçi Bayramı kutlamasının Taksimde geniş katılımlı yapılmasına yasak getirmiş.

01.05.2020 ve 01.05.2021’de, 2013 yaklaşımına ek olarak, uluslararası covıd-19 salgını nedeniyle, geniş katılımlı İşçi, Emek ve Dayanışma Bayram kutlamaları olmamış.

1856-2021 = 165 yıl geçmiş, bakıyoruz hala çocuk işçiden tutun, yasal olmayan iş yerleri, asgari ücret kavramı, işçilerin maddi, manevi ve sosyal haklarının gaspında insanlık, az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş en sonunda bir arpa boyu yol gitmiş.
Bir de iş yerinde mobbing denen zalimliğin de icadına şahit olmuşuz.


“Ekmek Pahalı Emek Ucuzdu”
(Lev Nikolayeviç Tolstoy / İnsan Ne İle Yaşar?)

İşçi deyince, sağlıklı çalışma koşullarını, eşit işe eşit ve iyi ücret ve sosyal hakları anlıyorum.

Tüm yukarıdakileri öğrenince, 1856’yılından bu yana ülkemizdeki işçi ölümlerini merak ettim.
Ancak öyle pek gerilere ve de sağlıklı bir veriye erişilemeyeceğini anladım.


İşçi Bayramıysa Bu Ölümler Ne?

Çalışmak Öldürüyor
• İş Yeri Kazaları
• İşçi Ölümleri
• Meslek Hastalıkları
• Covid19’dan Ölen İşçi Sayısı gibi tüm Türkiye verisine sağlıklı bir şekilde erişmek oldukça güç. Neredeyse her kurum ayrı çalışma yapıyor. Resmi kayıtlara girenler girmeyenler derken sağlıklı veri karmaşası büyüyor. Ben de fikrimizin ve bilgimizin olması için birkaç kesit veriyi buraya alıyorum.

04.02.2021 itibariyle adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre Türkiye nüfusu 83.614.362 kişi, bunun %50.1’i erkek % 49.9’u kadınlardan oluşuyor. (Tüik 04/02/2021 Haber Bülteni)

Dünyada her yıl ortalama 340.000.000 iş kazası oluyormuş. ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) (06.12.2019)
her gün ortalama 5.000 işçi ölüyor
yılda ise 2.000.000 işçi ölüyormuş
160.000.000 işçi ise meslek hastalığına yakalanıyormuş


Türkiye’den işçi ölümlerine ilişkin kesitler (SGK/SSK /Sosyal Güvenlik Kurumu verisi) (29.04.2021)
• Türkiye’de iş kazaları sonucunda her gün ortalama 4,2 işçi yaşamını yitiriyor.

• 1999’da 77.955 iş kazası 2.697 kişi iş göremez 1.165 kişi öldü
• 2000’de 74.847 iş kazası 1.493 kişi iş göremez 731 kişi öldü
• 2001’de 72.367 iş kazası 1.866 kişi iş göremez 1.065 kişi öldü

• 2014’de sadece sigortalı olup iş kazası nedeniyle ölen sayısı 1.626

• 2018’de 430.985 iş kazası ölen sayısı 1.541

• İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) Türkiye’de 2018 yılında en az 1.923 işçi yaşamını yitirdi.

• İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) Türkiye’de 2019 yılında en az 1.736 işçi yaşamını yitirdi.
(ölenlerin: % 93’ü erkek %48’si 28-50 yaş arası ve sadece %1’1 sendikalı)

• İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) Türkiye’de 2020 yılında en az 2.427 işçi yaşamını yitirdi.

İşçi Covid-19’a da Yenildi
İSİG verilerine göre 11.03.2020 – 10.03.2021 arası Covid-19’dan işçi ölümleri:
• 178 işçi öldü İstanbul
• 42 işçi öldü Ankara
• 41 işçi öldü İzmir
• 38 işçi öldü Kocaeli
• 33 işçi öldü Bursa
• 30 işçi öldü Diyarbakır
• 30 işçi öldü Mersin
= ———————–
861 toplam işçi ölümü en çok sosyal hizmetler iş kolunda yaşanmış ve ölümlerin %84’ü ücretli işçi imiş.

Türkiye’de geriye kalan 74 ilde işçi ölümü olmadı mı yoksa onların kaydı mı yok?
Bunu biliyorsanız iletirseniz sevinirim.

İlki 2007 yılında yapılan “İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri” konulu araştırma, Hane halkı İşgücü Anketi ile birlikte ülkemizde ikinci defa 2013 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında, gerçekleştirilmiş. Benim TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerinde bulabildiğim kadarıyla ifadeler yüzde üzerinden olduğundan söz konusu iş kazaları, kaza konuları, iş görememezlik, iş kazası ölümleri… gibi ayrıntıları sayı olarak değil de yüzde olarak olduğundan buraya almadım. (bahsi geçen yüzdeler neyin üzerinden olduğunu bilmediğimden pek durumu açıkça arz etmiyor). (Belki ben bulamamışımdır).

Keşke mümkün olsa da, 1856’dan bugüne kadar her ülkenin iş yeri kazası, iş görememezlik, mesleki hastalık, işçi ölümünü, işçi intiharları, işyeri mobbingi… ayan beyan ve net bir tabloda görüp irkilsek, ürksek, farkına varsak, farkına varıp kalıcı çözüm olsak, böylece İşçi Bayramı gerçekten bayram olsa. Var mısın?

1 Mayıs bayram değil, işçilerin haklarının hala sağlanamadığı ve de korunamadığı, sömürü ve adaletsizliğin, çalışma koşullarının hala çok iyi olmadığı, iş güvenliğinin yerlerde olduğu ve dünyada 160.000.000 kişinin meslek hastalığının olması bize ölmek üzere çalışmanın var olduğunu söylüyor.

Uluslararası İşçi Filmleri Festivali
2021 yılında 16.cısı düzenlenen festivalin sosyal medya hesapları:
• Instagram: iscifilmleri
• www.youtube.com/c/İşçiFilmleriFestivali


Adaletin olmadığı yerde bayram kavramının hayat bulmadığını 165 yıllık bu tarihi süreci irdelerken bir kez daha anladım.

İşçi bayramı demeye dilim varmıyor, medeniyet, ilerleme, modernlik, teknoloji, bilim, bilgi çağı denilen bu zamanda hala iş kazaları, iş görememezlik, mesleki hastalıklar ve işçi ölümleri bu denli çokken bayram kelimesi çok acıtıyor insanı.

Bu derlemeyi, 10.09.2006 08:30’da yazdığım ve Ocak 2021’de Anlamın Yaşı Küçük şiir kitabında yer verdiğim işçileri düşünerek yazdığım şiirle bitiriyorum.

Karşı Kıyılar
Yoksulluğu görmeye gittim, yurdumun dışında da
Patronların kalbi sanki duvara karşı becerilmiş
iyi ıslah edilmiş işçi arılar
Eşekle ya da ayakla her yürünenin bir merdiven olduğunu
ve
Sonunun olmadığını gördüm cehennemin

Şükran Aydın

Sevgiler

Şükran Aydın

01.05.2021 23:50


Ne Hissettiniz?

Yazı sizin için de bütünleyici, yararlı ve de farkındalık yaratıcı oldu mu? Düşüncelerinizi aşağıdaki yoruma yazar mısınız? Teşekkür ederim.


Paylaşır mısınız?

Bu yazıyı faydalı buldunuz ise paylaşır mısınız? Teşekkür ederim.


Not: Derlemede olası eksik, hata ya da eklemek istediğiniz bilgi varsa yoruma yazarsanız sevinirim. Teşekkür ederim.


Yorumlarınız

Şükran Aydın hanım

Yazınızı büyük bir merakla okudum.
Bilgileri derli toplu sunmuşsunuz.
Olayı detayıyla bilmeyenlere yardımcı olur.
Mayıs ayının mitolojide ki yeri de çok hoşmuş doğrusu.

1976 İşçi Bayramının coşkusunu ve 1977’nin acısını bizzat Taksim meydanında yaşayarak gördüm.

Orhan Taylan annesi Seniye Fenmen ve kız kardeşi Ferhan Taylan Erder yakın dostlarımdır.
Seniye Fenmen artık hayatta değil.

Orhan Taylan’ın afişinin öyküsü tam da anlattığımız gibidir.

Yaşar Nezihe Bükülmez’in şiirini arıyordum. Sizin sayenizde ulaşmış oldum.
Marşı’nın son beş satırı söylenmiyor, bu vesileyle hepsini okumuş oldum.

Emeğinize sağlık.
Sayra Öz 02.05.2021 21:19

Merhaba Sayra Öz
Okuyan zamanınıza sağlık.
İşçi Bayramının dünya ve Türkiye sürecini araştırmak benim için de anlamlı oldu.

Sadece “kutlu olsun, de ve geç” şeklindeki bazı paylaşımların içi dolu olamıyor, çünkü tarihsel süreci bilinmiyor, istedim ki, 165 yıl nasıl geçti, 165 yıldır dünyada işçiyi sağlıklı çalışmak koşullarına hala dört dörtlük eriştiremediğimize hayıflanalım ve o dört dörtlük koşulları sağlamaya koşmaya etken, itici güç olsun.

Aradıklarınıza vesile olmama sevindim.

Teyitlerinize ve hatıra paylaşımınıza sevindim.

Sevgiler, Ş. Aydın 02.05.2021 22:32 Kitap fuarı İstanbul


İşçi ve Emek Bayramının tarihsel süreci ve anlamı açısından güzel bir hatırlatma çalışması olmuş, emeğine, kalemine sağlık.
Emine Ökmen 03.05.2021 07:16

Merhaba Emine Ökmen

Geri bildirimde bulunmanıza, bunun da olumlu olmasına sevindim.
İnanın benim için de çok anlamlı bir araştırma oldu.

Siz de sağ olun.

Sevgiler, Ş. Aydın 03.05.2021 21:52



Sosyal Medya



Bu yazıyı okuyanlar 23 Nisan Neşe Dolamıyor İnsan yazısını da okudular.



Kaynakça:
http://disk.org.tr/2021/04/disk-1-mayis-afisleri-sergisi/ İşçi ölümleri dünyada ve türkiyede https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Is-Kazalari-ve-Ise-Bagli-Saglik-Problemleri-Arastirma-Sonuclari-2013-16118
https://www.sivilsayfalar.org/2016/05/02/rakamlarla-turkiyede-is-kazalari-ve-isci-olumleri/ http://arsiv.ntv.com.tr/news/212905.asp https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-nin-isci-verileri https://www.facebook.com/100003954331286/posts/2043604992447959/ https://www.facebook.com/581213219/posts/10158543804353220/ https://www.facebook.com/733337800/posts/10159149948517801/ http://disk.org.tr/2021/04/disk-1-mayis-afisleri-sergisi https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/1-mayisin-simgesi-haline-gelen-afisi-hazirlayan-ressam-anlatti-cok-acele-lazim-dediler-524943
https://dunyalilar.org/1-mayisin-dogusu-rosa-luxemburgun-kaleminden.html/?fbclid=IwAR0AsItE0Eq5Lp-241HiWnhM4UBrYFaH1Tj0OvFw4QhlY_sOiM3X7MHjOKc
http://www.pusulagazetesi.com.tr/1-mayis-1921-komur-iscileri-bayrami-120857-haberler.html https://www.evrensel.net/haber/428476/isig-salginin-birinci-yilinda-en-az-861-isci-kovid-19-nedeniyle-hayatini-kaybetti
https://tr.euronews.com/2021/04/29/turkiye-ve-avrupa-da-is-kazalar-en-fazla-isci-olumlerinin-yasandigi-ulke-turkiye

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

  1. Sema Bekçi dedi ki:

    Emeklerinize sağlık. Emekçi olarak gününüzü kutluyorum.

    1. Şükran Aydın dedi ki:

      Merhaba Sema Bekçi

      Sağ olun. Sizin de okuma ve düşüncenizi iletme emeğinize sağlık.

  2. Ülkü Yıldırım dedi ki:

    Şükran hanım 1 Mayıs işçi bayramının ki sizinde 2021 de belirttiğiniz gibi hala bayram değil 166 yıldır işçilerin haklarını hiç bir şekilde alamadığı bir gün bu tarihsel süreci ilk günden itibaren ve ülkemizdeki tarihsel durumunu da çok güzel ele alarak bizlere sunmuşsunuz bilmediğim yönler varmış sayenizde öğrendim mitolojik hikayesini de çok beğendim mitolojik hikayeler oldum olası beni etkiler elinize,kaleminize ,araştırmanıza sağlık teşekkürler

    1. Şükran Aydın dedi ki:

      Merhaba Ülkü Yıldırım

      Teşekkür ederim okuduğunuz, düşüncenizi ilettiğiniz için. Faydalı bir içerik olarak değerlendirmenize sevindim. İnsan insana insan gibi davranmadığı sürece hiçbir gün ve bayram, bayram olmayacak. İnsan olduğumuz güzel günler diliyorum tüm insanlık boyunca.