Ebedi Ayrılık
Pirler sofrasında bir yemek yedim
Kursağım nerdeymiş anladım
Bağdan daha büyük bağ verdi çekirdek bana
Divanelikmiş aslolan geçince anladım
Hasan dağından düşünce daha bi parladım
Teni tende nemlendirmemekmiş ebedî ayrılık
Ucum yanınca edebiyatı anladım
Aşklaşmakmış Ya Zahire gitmek
Ya Müntekimden gelince anladım
Yanmakmış aslolan
Ateş bitince anladım
Ebedi Ayrılık. İnsan, ne hissettiyse o’dur ya, ben de en ne hissettiğimi “ebedî ayrılık” şiirinde dile getirdim. Bu nedenle en sevdiğim şiirlerden. İnsan her yazdığını seviyor mu? Hayır. Bu şiiri başkası yazmış olsaydı da, en az bu kadar severdim. Sevgiye dair öğrendiğim ne varsa, bu şiirde diyebilirim.
“Ebedi Ayrılık” şiirini, Mürekkep Acısı şiir kitabına yerleştirdiğimde en sevdiğim ve anlam kelimesini aklıma getiren 9 sayısı gibi, şiirin kitabın 9.sayfasında oluşunu hesaplamamıştım.
Ne kadar içtenseniz, o kadardan daha fazlasını da evren, sizin dıştan düşünemediklerinizi, içinize göre ayarlıyor.
Duyumsamalar belki yüzyıllar öncesine dayanıyordur, benzer duyguyu yaşayanlarla ortak bir noktada buluşunca (bilmeden), taş olup, taşıyor sizden duyumsamalar, o taşla başlıyorsunuz harf harf işlemeye, yazmaya, hangi çağa kadar kalırsa iziniz, o kadara kadar.
Şiirde rastlayacağınız Allah’ın isimleri ve anlamları;
Ez-Zâhir : الظاهر Yâ Zahir : يَا ظَاهِرُ
“O Evvel’dir, Ahir’dir, Zâhir’dir, Bâtın’dır.” (Hadid, 3)
Ez-Zahir, Görünen, aşikâr olan, varlığı aşikar olan, varlığı her şeyde açıkça görülen, kat’î delillerle bilinen…
El-Müntakim المنتقم
El-Müntakim, suçluları, adaleti ile hak ettikleri cezaya çarptıran, kendisine isyan edenleri, asileri, canileri, azgınları şiddetle cezalandıran. Kulun hak ettiği ceza ne ise onun cezasını tam olarak veren demektir. Zarar verenin yaptığının karşılığıyla ödeştiren.
Teşekkürler Tanrı.
Şükran Aydın
13.07.2019 12:35
Şiiri Yazdığım Tarih
17.05.2006 08:29 İstanbul
Şiirin Yayınlandığı Dergi
Yaşar Bedri‘nin yönettiği, Mor Taka Şiir ve Kent Kültürü dergisi – 2006 Güz sayısı
Ebedi Ayrılık
Pirler sofrasında bir yemek yedim
Kursağım nerdeymiş anladım
Bağdan daha büyük bağ verdi çekirdek bana
Divanelikmiş aslolan geçince anladım
Hasan dağından düşünce daha bi parladım
Teni tende nemlendirmemekmiş ebedî ayrılık
Ucum yanınca edebiyatı anladım
Aşklaşmakmış Ya Zahire gitmek
Ya Müntekimden gelince anladım
Yanmakmış aslolan
Ateş bitince anladım
Şükran Aydın
Yorumlarınız
Şiirde de düet vardır:
AYRILIK
Saçlarımı tarayan rüzgâr oldu, nefesin;
Sarı çiçekte parladı, masum bakışların…
Buharlaşıp, bulutlara karıştı gözyaşın
Ve yağmur olup, tenimi yıkadı ansızın…
Çizmeye çalıştım, duvarlara hayalini;
Okşadım-okşadım derken, silmişim resmini…
Keşke bir kere daha duysam, güzel sesini;
Sessiz çığlık çağırıyor, tüm geçmişimizi…
Sen miydi, toprak yığınında biten çiçekler?
Yeşillik örtün olmuş, ayrılık artık yeter!
Bedenim mezar taşın olsun, devamlı bekler;
Gözyaşını tutamaz, okumayı bilenler…
Hasan Er – 10.03.2022, 21:38